sol yumurtalık kist var hamile kalabilirmiyim
naskah drama 7 orang cerita rakyat singkat. Daha önce memedeki iyi huylu kitlelerden olan fibrokistten bahsetmiştik. Bu yazımız Anekoik kist hakkında olacak. Anekoik kist nedir, anekoik kist kendiliğinden geçer mi, yumurtalıkta anekoik kist, anekoik kist kanser midir, memede anekoik kist sorularına cevap bulacaksınız. Anekoik Kist Nedir ?Memede fibrokist Anekoik kistAnekoik kist kanser midir?Anekoik kist kendiliğinden geçer mi?Yumurtalıkta anekoik kistAnekoik kist tedavisi Anekoik kist, bütün organların ultrasonografik muayenelerinde en sık gördüğümüz, çoğu iyi huylu olan kitlelerdir. Kist kelimesi literatürde içi sıvı ile dolu baloncuklar anlamına gelmektedir.. Ultrasonografide anekoik kist, simsiyah bir yapı olarak görülür. Kistleri en sık gördüğümüz organlar; memeler, yumurtalıklar, böbrekler, tiroid bezi, karaciğer, pankreas, dalaktır. Memede anekoik kist; Memedeki iki temel doku yapısı bağ dokusu ve süt bezleridir. Memede bağ dokusu ile sarılı süt kanalları da yer almaktadır. Bağ dokusu oranının arttığı ve yoğunlaştığı meme yapılarında kılcal süt kanallarının tıkanması sonucu fibrokistler oluşmaktadır. Bunların çok büyük bir bölümü ultrasonografide anekoik kist şeklinde, simsiyak yuvarlak yapılar şeklinde görülür. Eskiden Fibrokistik Hastalık veya Mastopati dediğimiz bu yapı, kadınlarda çok büyük oranda görüldüğünden ve bu yapının kanser ile ilişkisi olmadığından, artık hastalık yerine Fibrokistik durum veya yapı olarak adlandırmayı tercih etmekteyiz. Memede fibrokist Anekoik kist Memede fibrokist yapısının nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, hormonal, psikolojik, çevresel nedenler ve beslenme ile ilgili olabileceğine ilişkin çalışmalar yapılmaktadır. Kadınların meme ultrasonografilerinde en sık gördüğümüz problemler arasında ilk sırada meme fibrokistleri gelmektedir. Özellikle menapoz öncesi kadınların hemen hemen üçte birinde gördüğümüz bu kistlerin doğru değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Meme muayenesinde temel hedef hastada meme kanseri olup olmadığının değerlendirilmesidir. Bu muayenelerde ayırt edilmesi gereken en önemli ve sık karşılaştığımız durumlardan biri memede ele gelen bir veya daha fazla kitlenin varlığıdır. Ele gelen kitlelerin en sık sebebi meme fibrokistleridir. Fibrokistik yapıdaki kadınlarda özellikle adet dönemlerinde beliren veya artan ve çoğunlukla koltuk altına doğru yayılan meme ağrısı şikayetleri olabilir. Gün içinde memelerde yanma, batma tarzında olabilir. Bazen de sürekli olur ve dokunma, üzerine yatma ile artabilir. Fibrokistlerin sayı ve büyüklükleri fazla ise genellikle ağrı şikayetleri daha da belirgindir. Memede fibrokist bazen yoğun içerikli ve iltihaplı olabilir, bu durumda da belirgin ağrı hissedilir. Bazen göğüs kafesi, omuz veya kalp kaynaklı bir ağrı hisseden hastanın meme ultrasonografisinde ağrı kaynağı olarak, mesela sol memede kist görebiliriz. Ağrılı fibrokistlerin de kanser ile ilişkisi olmadığı anlaşılsa bile ultrasonografi kılavuzluğunda iğne ile boşaltılarak tedavi edilmesi uygun olacaktır. Fibrokist belirtileri Kistler belirli büyüklüklere ulaşmadan veya yüzeyel yerleşimli değillerse elle muayenede ele gelmezler. Ancak ultrasonografide görülürler. Memede fibrokist belirtileri meme dokusunun kıvamına bağlıdır. Elle muayenede genellikle meme dokuları daha sert kıvamlıdır ve pütür pütür çıkıntılar hissedilebilir. Özellikle adet dönemlerinde daha da artan meme ve koltuk altı ağrıları olur. Meme cildine yakın fibrokistler, eğer yeterince büyükse hasta tarafından eliyle bulunabilir, genellikle yumuşak kıvamlı ve hareket edebilen yapıdadırlar. Anekoik kist kanser midir? Anekoik kistin fibrokist olduğu kesin ise, bu kist basit kisttir, kanser değildir ve kansere dönüşmez, kanser gelişme riskini de artırmaz. Ultrasonografide; kistin duvarı, sınırları, içinde bölmeleri olup olmadığı, kitle içeriği, damarlanması gibi özelliklerine göre gördüğümüz kisti, basit kist ya da komplike şüpheli kist olarak tanımlıyoruz. Kistler bir veya genellikle çok sayıda olur. Çapları birkaç milimetreden 10 cm ye kadar ulaşabilir. Bir kisti değerlendirirken büyüklüğünün önemi yoktur. Ultrasonografideki görünüm özellikleri ve yapısı önemlidir. Ultrasonografide; içeriği anekoik mi yani; simsiyah mı, duvarı düzgün sınırlı mı?, ince mi?, içinde bölmeleri var mı?, Bir bölümünde veya duvarında kitle içeriyor mu? Renkli Doppler incelemesinde damarlanması var mı?, kireçlenmesi kalsifikasyon var mı? gibi araştırmalar yapılarak kanser yönünden önemli olup olmadığı değerlendirilir. Bu inceleme sonrası şüpheli görülen kistler ultrasonografi kılavuzluğunda meme iğne biyopsisi yapılarak patolojiye gönderilir. Memede elle muayene ile fibrokist ve kanser arasındaki fark kesin olarak ayırt edilemez. Ancak bazen fibrokistler, nispeten daha yumuşak kıvamlı, diğer kitleler ve kanser ise daha sert yapıda olabilir. Anekoik kist kendiliğinden geçer mi? Meme anekoik kistleri fibrokistler genellikle kendiliğinden geçmez, bilinen bir etkili tedavi yöntemi de yoktur. Ultrasonografik muayenede görülen fibrokistler, takip muayenelerinde genellikle sabit sayı ve boyutta seyretmekle birlikte, hastanın hormonal değişimleri ile artma, azalma, büyüme veya küçülme gösterebilir. Genellikle menapoz sonrası küçülür veya kaybolabilirler. Fibrokistlerin seyrinde başta psikolojik stres faktörler olmak üzere bazı olumsuz beslenme tarzlarının fazla çay, kahve, kola, çikolata tüketimi gibi rolü de vardır. Bunların düzenlenmesi de yarar sağlayabilir. Memede fibrokisti yok eden sihirli bir formül yoktur. Öncelikle ultrasonografi, gerektiğinde mamografi, meme MR, biyopsi gibi radyolojik muayeneler ile bu kistlerin kanser olmadığının anlaşılması gerekir. Kanser ise cerrahi ve onkolojik tedavilere yönlendirmek, basit fibrokist veya iyi huylu bir kitle ise de radyoloji uzmanı tarafından takip edilmesi gerekmektedir. Yumurtalıkta anekoik kist Kadınlarda ilk adet başlangıcından menapoza kadar süren üreme döneminde yumurtalıklarda normal olarak her ay oluşan ve içinde yumurta hücresi taşıyan, sonra kendiliğinden kaybolan kistler bulunur. Bu kistlere follikül kistleri denir ve ultrasonografide, çapları 3 kadar ulaşan, yuvarlak, düzgün sınırlı, anekoik kist şeklinde görülür. Bu bir hastalık değil, tamamen normal bir görünümdür. Ancak bazı kadınlarda, adetin yaklaşık 14. Gününde kaybolması gerekirken bir sonraki adet dönemine kadar kaybolmayan kistler olabilir. Bazen bu kistlerin içine kanama olur ve ultrasonda anekoik kist simsiyah değil, gri renkte içerik görülür, bunlara da kanamalı kist denir. Buraya kadar anlattığımız yumurtalık kistleri kendiliğinden gelip geçici ve önemsiz basit kistlerdir. Ancak yumurtalıkta kistik kitle yapan, iyi huylu veya kanser olabilen kistik kitleler de olabilir. Bunlar da ultrasonografide anekoik kist şeklinde görülebilir, ancak farklı yapısal özellikler gösterirler. Ultrasonografi ve MR görüntüleme ile bu kistler; duvarı düzgün sınırlı mı?, düzensiz mi?, kalın duvarlı mı?, ince mi?, içinde bölmeleri var mı?, bir bölümünde veya duvarında kitle içeriyor mu?, renkli Doppler incelemesinde damarlanması var mı?, kireçlenmesi kalsifikasyon var mı? gibi araştırmalar yapılarak kanser yönünden önemli olup olmadığı araştırılır. İyi huylu kistler kontrolde tutulur, kötü huylu ise ameliyat için değerlendirilir. Anekoik kist tedavisi Birçok organdaki anekoik kistler basit kistler olduğu için çoğunlukla tedavi gerekmez, ameliyat da gereksizdir. Bazı durumlarda, girişimsel radyolojik yöntemle ultrasonografi kılavuzluğunda iğne ile boşaltılması gerekebilir; Birincisi; eğer ultrasonografide görülen kistin yapısı basit değil de şüpheli bir komplike kist veya yoğun içerikli iltihaplı bir kist ise iğne ile boşaltılarak patolojik inceleme yapılır. İkincisi; görülen kist büyük ve ağrılı ise yine iğne ile boşaltılarak tedavi edilebilir. Üçüncüsü; hastanın eline gelen ve kendisini psikolojik olarak rahatsız eden fibrokistler de iğne ile boşaltılarak hasta rahatlatılır. Bu işlemlerin tamamı radyoloji uzmanı tarafından ultrasonografi kılavuzluğunda yapılan tedavilerdir ve radyoloji uzmanı kanser teşhisi koymadığı sürece kesinlikle ameliyata gerek yoktur. Tüm hastalarda kist hastalıklarının özelliklerini araştıracak, tedavi veya ameliyat gerektiren bir durum olup olmadığının teşhisini koyacak, birincil ve temel doktorunuz radyoloji uzmanı olmalıdır.
HN Soru Sahibi 3 Mart 2008 1101 MERHABA SELDA YUMURTALIKTA 5 CM BÜYÜKLÜĞÜNDE OVER KİSTİ VAR İLAÇLARI KULLANIYORUM AMA NE KÜÇÜLME NEDE BÜYÜME HAMİLE KALMAK ÜYEYE KİST BÜYÜK YADA KÜÇÜK OLSADA HAMİLE KALMAYA ENGEL OLMAZ BU ŞEKİLDE HAMİLE KİST KÜÇÜLMEDEN HAMİLE KALMAK İÇİN BİR TEDAVİYE GEREK SİGARA KULLANMAK KİSTİN KÜÇÜLMESİNE ENGEL OLURMU 0 0 1 cevap 000 görüntülenme Cevaplar 1 yumurtlamalarınız devam ettiği sürece gebe kalabilirsiniz. Basit kistlerde tedavi yoktur , izlem esastır. sigara kullanımının kistin büyümesi veya küçülmesiyle alakası yoktur. ama sağlık açısından içmemenizde fayda var. sigara aynı zamanda yumurtalara da zarar vermektedir ve erken menopoza neden olmaktadır. 4 Mart 2008 1213
Kadınların sıklıkla yaşadığı sorunlardan birisi olan yumurtalık kistlerinin genellikle belirti göstermeden farklı muayenelerde tesadüfen ortaya çıktığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli, üreme çağında görülen ve kısırlığa neden olabilen yumurtalık kistlerinin nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Ultrasonda saptanan her yapı kist değildir Yumurtalıklarda, genellikle cm ve üzerinde büyüklüğe sahip, içi sıvı dolu, ince duvarlı, düzgün sınırlı yapıların kist olarak tanımladığını dile getiren Op. Dr. Nuri Ceydeli, “Ancak yumurtalıkta, ultrasonda saptanan her yapı kist değildir. Çünkü bunlar aktif organlar. Burada her adet döneminde hormonal değişime bağlı olarak yumurtalar büyüyor ve bazen kist olarak algılanabiliyor. Kist tanısı için üç santimden büyük, devam eden kontrollerde varlığını sürdüren yapılar olması gerekiyor. Gelişen bir yumurtanın ise adet sonrası kaybolmuş olması gerekir” dedi. Kistlerin görüleme sıkılığı hakkında da bilgi veren Ceydeli, şu bilgileri verdi “Kistlerin 2/3’ü üreme çağında görülüyor ve %85’i iyi huylu olurken yarısından fazlası ise 20-44 yaş arasında görülüyor. Kistlerin 45 yaş öncesinde kötü huylu olma ihtimali ise 15’te birdir. Genellikle hormonal düzensizliklere bağlı olarak oluşsa da, gebelikte görülen gebelik hormonuna bağlı oluşan kistler de vardır.” Kan sulandırıcı tedavi alanlarda kanama riski oluşabilir En yaygın olarak görülen yumurtalık kistlerinin iyi huylu kitleler kategorisinde yer aldığını söyleyen Op. Dr. Ceydeli, “Sekiz santimden küçük olan bu kistler genellikle pelvik muayenede tesadüfen görülür ve dört-sekiz hafta arasında kaybolur. İşlevsel yumurtalık kistlerin, üç santimi geçtikten sonra kist adı alır. Bu kistlerin çatlaması durumunda karın içi kanama olabilir ve bu cerrahi girişim gerektirebilir. Bu kistlerin kan sulandırıcı tedavi alanlarda oluşması durumunda kanama riski artar. Yırtılmanın ise genellikle cinsel ilişki sırasında olur” dedi. Laparoskopi nedir, neden yapılır? Ameliyatı ne kadar sürer? Yumurtalık kistlerinin belirtileri Genellikle belirti vermeyen kistlerin, başka bir nedenle yapılan muayenelerde tesadüfen saptandığını dile getiren Op. Dr. Ceydeli, şu bilgileri verdi “Olabilecek şikayetler, karında gerginlik, ağrı, alt karında bası hissi, boşaltım veya sindirim sistemine ait olabilir. Ayrıca kistin kendi etrafında dönmesi, patlaması veya kist içine kanama olması durumunda akut ağrı olarak görülebilir ve bu durumda acil cerrahi girişim gerekebilir.” Yumurtalık kisti tedavisinde hangi yöntemler kullanılıyor? İşlevsel basit kistlerin, ilaç tedavisi olmaksızın da kendiliğinden kaybolabildiğini ya da doğum kontrol hapı ile kontrol altına alınabildiğini söyleyen Op. Dr. Ceydeli, “Bu haplar hormonları dengeliyor, yumurtlama işlevini baskılıyor ve adeti düzenliyor. Önce hastaya üç-altı ay doğum kontrol hapı veriliyor ve kistin gelişimi izleniyor. Altıncı ayın sonunda kist buna rağmen kaybolmuyorsa cerrahi işlem uygulanır. Bunların zaman içinde patlayabilir ve civardaki dokulara bası yaparak ağrı oluşturabilieceği için ameliyatla alınmaları gerekir” dedi. Yumurtalık kisti türleri Follikül kistleri Çoğunlukla geçicidirler. Berrak sıvı ile doludurlar. Nadiren 3 cm’nin üstüne çıkarlar. Düzgün kenarlıdırlar, içlerinde sert yapılar yoktur. Tedavide sadece takip yeterlidir. Adet sonrası genellikle kaybolurlar. Geçmeyen olgularda 3-6 ay süre ile kombine doğum kontrol hapı verilmesi düşünülebilir. İçine kanamış yumurtalık kistleri En sık görülen kistlerdendir. Yumurtlama ile oluşan korpus luteum kistinin içerisine fazla kanama olur ise içi kan dolu bir kist oluşabilir. Bu kistlerin en önemli bulgusu şiddetli kasık ağrısıdır. Kanama durmuş ise kist büyümez fakat kanama devam ederse kist yaklaşık 6-10 cm’ye kadar büyütebilir. Karın boşluğuna kan sızması sonucu hayati tehlike yaratabilir, bulantı, kusma, şiddetli karın ağrısı görülebilir. Hastanın durumu değerlendirilir. Kadınlarda kasık ağrısı neden olur? Tedavisi ve çözüm önerileri Genelde 4 cm’nin altındaki kistlerde hastanın durumu iyi ise, karın içerisinde kan yok ise takip yapılabilir. Vücut kanı çekecek ve kist kaybolacaktır. Hastanın hayati durumu kötüleşiyor ise, kist 6 cm’nin üstünde ise, hastanın şikâyetlerinde düzelme yerine kötüleşme oluyor ise laparoskopi ile tedavi planlanabilir. Basit yumurtalık kistleri Genellikle 4-5 cm’nin üzerinde olurlar ve kendiliğinden kaybolmazlar. İçinde berrak sıvı vardır. Sert dokular içermezler ve düzgün kenarlıdırlar. Kistin patlaması ile şiddetli kasık ağrısı hissedilebilir. Kist yumurtalığın kendi etrafında dönmesine neden olabilir. Tedavide laparoskopik olarak kistin çıkarılması gerekebilir. Dermoid yumurtalık kisti Dermoid kistlerin Matür kistik teratom içerisinde embriyolojik dokular vardır. Genellikle yağ dokusu, saç, deri, diş ve tiroid dokusu gibi dokular olabilir. Genç kızlarda daha sık olarak görülür. Yumurtalığın içerisinden gelişir. Yumurtalığın kendi etrafında dönmesine neden olan en sık yumurtalık kistidir. Kendiliğinden kesinlikle erimezler ve sürekli büyüyerek dev boyutlara ulaşabilirler. USG’de çok tipik görünümleri vardır. Fakat şüpheli durumlarda MRI incelemesi kesin tanı için yapılabilir. Çapları ne olursa olsun 1 cm’de olsa laparoskopik olarak çıkarılmalıdırlar. Çikolata kisti Endometrioma nedir Endometriozis olarak bilinen rahim iç duvarını kaplayan dokunun olmaması gereken yumurtalıklarda olması, zaman ile burada kanamalara neden olarak için çikolata renginde, yoğun kıvamda kist oluşturmasına endometrioma kisti çikolata kisti denir. Endometriozisin üreme çağındaki kadınlarda görülme sıklığı %7 civarındadır. Diğer bir değişle her 100 kadının 7’sinde endometriozis görülür. Endometriozisli hastaların yaklaşık yarısında çikolata kisti gelişir. Tek ya da çift taraflı olabilir. Çikolata kisti belirtileri Sürekli kasık ağrısı, adet döneminde şiddetli kasık ağrısı, ilişki sırasında kasık ağrısı ve gebe kalmada güçlük olur. Kistin açılarak çikolata sıvısının karın boşluğuna yayılması durumunda çok şiddetli kasık ağrısı, hafif ateş, bulantı-kusma, kanda beyaz kan hücrelerinin sayısında artma gibi acil tedavi gerektiren durumlara neden olabilir. Çikolata kisti tanısı Çikolata kistinin USG’de görünümü çok tipik olup genellikle tanı koydurucudur. Ca-125 denen kan belirteci bu hastalarda yüksektir. Ca-125 aslında yumurtalık kanserinde yükselir fakat endometrioma gibi durumlarda da yükselebilir. Bu nedenle endişe etmeye gerek yoktur. Yumurtalık kisti tedavisi Tedavide hastanın çocuk isteyip istemediği, şikâyetlerinin durumu ve kistin büyüklüğüne göre planlama yapılır. Çikolata kisti kendiliğinden erimez, kaybolmaz. Tedavi edilmez ise aksine daha da büyüyüp dev boyutlara ulaşabilir. Kistin büyümesi ile birlikte sağlam yumurtalık dokusunu azaltarak yumurtalık rezervinin azalmasına neden olur. %1 oranında tabanında yumurtalık kanseri gelişebilir. Bekâr veya çocuk istemeyenlerde kasık ağrısı şikâyeti var ise veya kist büyüklüğü 4 cm’nin üstünde ise çikolata kistinin laparoskopik olarak çıkarılması gereklidir. Çocuk isteyenlerde tüp bebek planı yok ise, çaptan bağımsız olarak çikolata kistlerinin çıkarılması gereklidir. Laparoskopik olarak çikolata kistleri çıkarılanlarda 2 yıl süre ile cinsel ilişki olması durumunda gebelik elde etme oranı, ameliyat olmayanlara göre çok fazladır. Hastanın tüp bebek planı var ise 4 cm’nin üstündeki kistler laparoskopik olarak çıkarılmalıdır. 4 cm’nin altındaki kistlerin tüp bebek öncesi çıkarılmasına gerek yoktur. Tüp bebek öncesi 4’cm den küçük çikolata kistlerinin iğne ile boşaltılması kesinlikle önerilmez. Tümöral kistler Kistadenomlar olarak bilinirler. Kendiliğinden erimezler. Giderek büyürler. Çoğunluğu 6 cm’nin üstündedir. Laparoskopik kistektomi yapılarak çıkarılmalıdırlar. Patoloji incelemesi ile kanserleşmenin olup olmadığı teyit edilmelidir. Polikistik yumurtalık hastalığı İçinde kist kelimesi geçse de polikistik yumurtalık hastalığındaki 2-9 mm çapındaki yapılar kist değildir ve kesinlikle alınmamalıdır. Yumurtalığın kendi etrafında dönerek kanlanmasını bozması ve kangren olması Kistler yumurtalığın kendi etrafında dönmesine neden olabilirler. Kendi etrafında dönmüş olan yumurtalığın kan akımı eksilir ve yumurtalık kangren halini alır. Şiddetli kasık ağrısı, bulantı, kusma, hafif ateş izlenebilir. USG’de yumurtalıklarda kan akımının izlenmemesi tanıyı destekler. Kendi etrafında dönerek kansız kalmış yumurtalık çok acil olarak ameliyata alınmalıdır. Mümkün ise laparoskopi avantajlarından dolayı tercih edilmelidir. Polikistik over sendromu nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi Laparoskopi ile kendi etrafında dönmüş olan yumurtalık tersine döndürülerek tekrar kanlanmasını sağlanır. Belirli bir süre beklenerek kanlanmanın olup olmadığı kontrol edilir. Yumurtalığı almak için acele edilememelidir. Beklemeye rağmen kanlanma düzelmez ise yumurtalığın alınması gereklidir. Fakat çoğu durumda kanlanma normal olarak gelir ve yumurtalık kurtulabilir. Yumurtanın tekrar dönmesini engellemek için yumurtalık pelvik yan duvara dikilebilir. Yumurtalık kisti hakkında önemli uyarılar Kistlerin cerrahi olarak çıkarılmasında sağladığı avantajlar nedeni ile laparoskopi ile çıkarmak açık ameliyata tercih edilmelidir. Bu nedenle yumurtalık kistlerinin cerrahisini laparoskopi deneyimi olan, bu konuda özel eğitim almış ve aynı zamanda kısırlık uzmanı olan bir doktorun yapmasında yumurtalık rezervinizin korunması erken menopoza girmemek veya çocuk sahibi olmak için çok önemlidir açısından büyük fayda vardır. Ayrıca özenle yapılmış olan laparoskopik cerrahide ameliyat sonrası yumurtalık etrafında yapışıklıklar açık ameliyata oranlar daha az olacağı için çocuk isteyenlerde büyük avantaj sağlayacaktır.
- 1450 Güncelleme - 1543 Yumurtalık kisti tedavi edilmediği takdirde, kısırlık başta olmak üzere pek çok ciddi soruna zemin hazırlayabiliyor... Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, her kadının hayatında en az bir kez yumurtalık kisti ile karşılaştığını, yumurtalık kistinin tedavi edilmediği takdirde, kısırlık başta olmak üzere pek çok ciddi soruna zemin hazırlayabileceğini söyledi. Pek çok kadının vücudundaki yumurtalık kistinden haberi olmadığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, varlığından haberdar olunmayan bu sorunun ani rahatsızlıklara neden olabileceğini ifade etti. Yumurtalık over kistlerinin büyük bir çoğunluğu hiçbir belirti vermediğini ve başka bir nedenle yapılan jinekolojik muayene esnasında tesadüfen saptanabildiğini belirten Dinler, yumurtalık kistlerinin, bazen sadece sağ veya sol yumurtalıkta bazen de her iki tarafta birden olabilen, bazen içi sıvı dolu kesecikler şeklinde bazen de kan veya daha yoğun içerikli olabilen, çeşitli boyutlardaki oluşumlar olduğunu söyledi. "TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN ARAŞTIRILMASI ÇOK ÖNEMLİ" Yumurtalık kisti bulunan hastaların bir çoğunda hiçbir şikayet bulunmadığını söyleyen Dinler, "Muayene veya ultrasonografi sırasında tesadüfen de saptanabilmektedir. Hastaların birçoğunda sadece kasık ağrısı şikayeti bulunur. Yumurtalık kistlerine bağlı kasık ağrısı genellikle çok şiddetli değildir. Oturmak, dizleri karna çekmek gibi karın içerisini sıkıştıran hareketlerde ağrı birden hissedilir. Ancak kistte yırtılma rüptür veya kendi etrafında dönme torsiyon meydana gelirse bu durumda aniden başlayan şiddetli kasık ve karın ağrısı, bulantı, kusma, bayılma gibi şikayetler meydana gelebilir. Yumurtalık kistinin tanısının konmasında nadiren de olsa ultrasonografinin dışında bazen bilgisayarlı tomografi BT, manyetik rezonans MRI ve kanda tümör belirteçleri tümör markerları incelenerek tedavi için bir karara varılır. Tümör belirteçlerinin yüksekliği ve diğer görüntüleme bulgularındaki kötü huylu olma olasılığının yüksek olması durumunda kistin tedavisi için operasyona karar verilmektedir" dedi. "İLAÇ TEDAVİSİNE YANIT ALINAMIYORSA!" Yumurtalık kistlerinin birçoğu ilaç tedavisi veya ameliyat yapılmadan kendiliğinden birkaç ay içerisinde kaybolduğunu belirten Op. Dr. Halil İbrahim Dinler, "Ancak bazı kistlerde ilaç tedavisi veya ameliyat tedavisi gerekebilir. Bu noktada kistin kendiliğinden kaybolmasını takip etmek için beklemek, doğum kontrol hapı ile tedaviye başlamak veya ameliyat kararı vermek bazı faktörlere göre belirlenir. Bu faktörler; kistin boyutu, kistin görüntüsü, kan tahlilinde belirlenen tümör markerları, hastanın hikayesi, hastanın yaşı gibi, hastanın şikayetleri gibi faktörlerdir. Yumurtalık kisti aşırı ağrıya sebep oluyorsa, yırtılma, kendi etrafında dönme gibi şüpheler varsa bu durumda kistin boyu ve özellikleri, hastanın yaşı ve diğer özellikleri ne olursa olsun genellikle ameliyat kararı alınmaktadır" diye konuştu. "LAPAROSKOPİK CERRAHİ ALTIN STANDART" Günümüzde yumurtalık kistlerinin cerrahi tedavisinde çoğunlukla 'laparoskopik cerrahi' kullanıldığını söyleyen Dinler, "Laparoskopik cerrahi diğer jinekolojik problemlerde de olduğu gibi teknolojiyi yakından takip eden ve bu işin eğitimini almış olan uzmanlar tarafından başarı ile uygulanmaktadır. Laparoskopi iyileşme süresini kısaltması, iş ve sosyal yaşama daha hızlı dönüş imkanı tanıması gibi özelliklerinin yanı sıra; karın içi yapışıklıklara daha az sebep olmasından dolayı özellikle çocuğu olmayan hastalar için önem kazanmaktadır. Ayrıca laparoskopik cerrahi sırasında endoskop sayesinde ameliyat bölgesinin daha fazla büyütülebilmesi, ameliyatın daha dikkatli ve ayrıntılı yapılabilmesine de fırsat vermektedir. Vücuttaki kesiler daha az olduğu için ameliyat izi gibi kozmetik sonuçlar açısından da avantajlıdır. Bunların yanı sıra bazı ameliyatlardan sonra rastlanabilen fıtık ve enfeksiyon gibi riskler de çok daha azdır" şeklinde konuştu. İHA
Genç kız ve kadınlarda kilo problemi genelde hormonal sorunlardan kaynaklanır. Bunlardan biri var ki, son yıllarda onunla çok daha sık karşılaşmaya başladık Polikistik over sendromu PKOS!Neredeyse her 10 kadından birinde görülen karmaşık bir hormonal yapılanmanın ürünü bu sendrom. Yumurtalıklarda kistler, adet düzensizlikleri, tüylenme, tekrarlayan sivilceler ve insülin direncinin yol açtığı kilo fazlalığı ya da şişmanlık, sendromun ana kökenindeki hormonal dengesizlik insülin direncini, inüsilin direnci de hormonal problemleri tetikliyor. Yani tam bir “tavuk-yumurta hikayesi” söz sorunu olan bütün genç kızların bu sendromdan haberdar olmalarında fayda ALMAK SORUNU TETİKLERKilo fazlalığı veya şişmanlık sorununun genç kızlar ve kadınlar arasında hızla yayıldığını sık sık tekrarlıyoruz. Kilo artışı kadın üreme organındaki bu hassas hormonal dengeyi bozan en önemli etkenlerden biridir. Şişmanlık veya kilo fazlalığı sürecinde yağ hücreleri içinde androjen hormonlar, östrojen hormonuna daha çok çevrilecek, östrojen hormonunun yumurtalık içinde artışı beyindeki hipofiz bezinden salgılanan uyarıcı hormonların FSH ve LH miktarlarını değiştirip, genetik bir eğilim halinde önceden mevcut olan PKOS’u tetikleyecektir. Kısacası şişmanlık ve kilo fazlalığındaki bu hızlı artıştan PKOS da nasibini almıştır. Bu sendromla son yıllarda çok sık karşılaşmamız, genç kız ve kadınlar arasında fazla kilolunun veya şişmanlığın yaygınlaşması sonucudur. NEDEN ÖNEMLİ?PKOS’un uzun vadede yaratacağı önemli pek çok sorun vardır. İşte bunlardan başlıcalarıErişkin tipi Tip-2 şeker hastalığı gelişebilme riski bu kadınlarda daha fazladır. PKOS sorunu olan kadınlarda insülin direnci gelişmesi diyabete zemin hazırlar. 40 yaş sonrasında PKOS sorunu olan kadınların yarıya yakını diyabete yakalanır. Bu nedenle kan şekerinin bu hastalarda sık sık izlenmesi zorunludur. PKOS’lu kadınlarda gebelik diyabet oranı da yüksektir. Kalp-damar hastalığı sorununa bu kadınlarda çok sık rastlanır. PKOS’lu kadınlarda kolesterol yüksekliğinin oluşması olasılığı, ne yazık ki daha yüksektir. Hipertansiyon gelişme riskinin daha fazla olduğu, kilo fazlalığı olan PKOS’lu kadınlarda, kan basıncı erken yaşlarda yükselmeye kadınlarda felç riski daha fazladır. Ateroskleroz damar sertliği daha erken ortaya çıkar, daha hızlı ve ağır kanseri daha sık görülür. Aslında bu sorun kilolu, diyabetli, hipertansiyonlu kadınlarda daha fazla görülen ciddi bir tıbbî problemdir. PKOS bu riski daha da yükseltir. Saç dökülmesi PKOS’lu kadınların en az tüylenme sorunları kadar önemli bir problemidir. Saç çizgisi alından yukarıya doğru zor Tedaviden çok kontrol altına alma söz konusu olabilmektedir. Sendromun genetik geçişli olması, şifa olasılığını imkânsız kılar. Genetik tanıda kullanımı kabul edilmiş bir test yoktur. Hastanın aile hikâyesi dikkate alınmalıdır. Hastaların gebe kalmama, tüylenme, âdet düzensizlikleri, hipertansiyon, şişmanlık, şeker hastalığı gibi sorunlarına uygun bir tedavi planı hazırlanmalıdır. En iyi sonucu, deneyimli bir kadın hastalıkları uzmanı ile iç hastalıkları uzmanının birlikte çalışması neler? Polikistik over sendromunun belirtileri kişiye göre değişebilir. Bazen genetik yük çok baskın, kilo sorunu olmadan da ergenlikle beraber ilk belirtilerini verir. Bazen de oldukça silik seyirli, genetik yük oldukça hafiftir. Kilo almakla tetiklenir. Bazen uzun süre gözden kaçabilir. Üreyememe sorunu, tüylenme problemi, sivilcelenme hikâyeleri araştırılan hastalarda tesadüfen yakalanabilir. Sendromun başlıca belirtileri şunlardır- Tüylenme - Üreme bozukluğu, üreyememe, gebe kalamama - Kilo fazlalığı veya şişmanlık - Ciltte siyah lekeler, tekrarlayan sivilceler akne- Kan şekerinde, kan basıncında, kan yağlarında yükselme eğilimi- Adet düzensizliği- Kasık ağrıları- Depresyon ve diğer ruhsal sorunlarTeşhisi kolay değil Tanıda en çok kullanılan testler, ultrasonografik görüntüleme ve hormon analizleri - Total ve testeron seviyesi artar- DHEA-SO4 düzeyi yükselir yüzde 50- 17-alfa-OH-P düzeyi etkilenmez- FSH ve LH seviyeleri değişebilir- AKŞ ve kan insülin seviyesi - Şeker yükleme testi- Kan lipit profili LDL-K, HDL-K, trigliserit- Hs-TSH ve prolaktin seviyesiGörüntüleme yöntemleri - Batın Ultrasonografisi
sol yumurtalık kist var hamile kalabilirmiyim